sarmak

sarmak
заверну́ть обёртывать обора́чивать
* * *
1) -i обвя́зывать, повя́зывать, бинтова́ть
2) -i окружа́ть, оцепля́ть, опоя́сывать
3) -i охвати́ть, объя́ть

atış evi sardı — ого́нь охвати́л дом

4) -i нама́тывать в клубо́к
5) -i, -e завёртывать, завора́чивать

kitabı kâğıda sarmak — заверну́ть кни́гу в бума́гу

6) -e ви́ться (вокруг чего); обвива́ть

asma çardığa sardı — плющ обви́л бесе́дку

7) -i приходи́ться по душе́, захва́тывать, нра́виться

bu ev bizi çok sardı — э́тот дом нам о́чень понра́вился

8) -e пристава́ть, напада́ть; цепля́ться

evdekilerin hepsi bana sarıyor — все дома́шние ко мне пристаю́т

9) -i, -e навя́зывать

bu işi başkalarına sarmak istiyor — он хо́чет навяза́ть э́то де́ло други́м


Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Полезное


Смотреть что такое "sarmak" в других словарях:

  • sarmak — i, ar 1) Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek 2) Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek Ordu düşmanı sardı. 3) Dolayında yer almak 4) Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sarmak — bir şeyi süzmek ve ayırmak; olgun hale gelmek, II I, 167bkz: sarmalmak, sarma şmak, sarmatmak, sermetmek kızmak, çıkışmak, sertelmek, sert söz söylemek II, 38, 39; II I, 181bkz: sar ılmak, sermek …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • sarmak — yüklemek …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • alev bacayı (veya saçağı) sarmak — ateş bacayı sarmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sarpa sarmak — güçlükler ortaya çıkmak, çözülmesi çok güç bir duruma gelmek Bu mera işi gittikçe sarpa sarıyordu. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yangın bacayı sarmak — durum olağanüstü kötüye gitmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çapraza sarmak — bir iş içinden çıkılmaz duruma gelmek, çaprazlaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • örümcek sarmak — (bir yeri) bir yer örümcek ağları ile dolmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sigara sarmak — sigara kâğıdına tütün koyarak sigara yapmak Kalın sigarasını sararken onun lafını kesti. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • güce sarmak — bir iş güç bir duruma gelmek, güçleşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • merak sarmak (veya duymak veya salmak) — (bir şeye) bir şeyi edinme, yapma veya onunla uğraşma isteğine kapılmak, bir şeye eğilim duymak Miralay beyimiz, emekli olduktan sonra komisyonculuğa kalkan veya cins tavuk yetiştirmeye merak salan soydan değildir. H. Taner Bu adama, her gördüğüm …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»